27 Mayıs 2010 Perşembe

YAZ GELMİŞ



"Dut ağacı giyinmeye başladığında insanlar soyunmaya başlar."

Böyle tanımlar annem kendince yazın gelişini. Kimileri de şarkıda dediği gibi ayvanın çiçek açmasıyla. Ya da ateş böceklerinin akşamları ışıl ışıl bahçeleri süslediğini gördüklerinde.

Pek çok kültürün kendine has bahar bayramı, yazın gelişini kutlama ritüelleri oluyor. Paskalya, nevruz, hıdrellez bunlardan bir kaçı...

Bir de Yunan Mitolojisinde, doğa ve çobanların tanrısı Tanrı Pan mitleri vardır. Elinde flütüyle kırlarda zıplaya zıplaya dolaşır, Nymph'leri kovalar. Pan'ın geçtiği yerler yeşerir, doğa canlanır.

Ama ben hep geceleri gruplaşıp çete halinde dolanan ve birbirleriyle kavga eden köpeklerle anlarım yazın gelişini.

Dün gece de aynen böyle oldu. Tüm öğleden sonra güneş alan odamın duvarı gece olduğunda emdiği ısıyı içeri veriyor. Sıcaktan bunaldığım için odanın camını açmıştım. Gece 3-4 sularıydı. Havlayan köpek sesleriyle irkildim bir an. Camdan dışarı baktığımda 8-10 tane köpek birbirleriyle dalaşıyordu. Tüm kış boyunca ortalıklarda görünmeyen mahallemizin köpekleri, yaz geldiğinde geceleri çeteler halinde sokak sokak dolanır, birbirleriyle hırlaşırdı. Yine aynısı olmuştu.

Kulağımda köpek sesleriyle derin bir nefes aldım ve içime çektim hanımeli kokularını. Ve yüzümde hafif bir tebessüm ile yaz gelmiş dedim. Holgeldin yaz!


26 Mayıs 2010 Çarşamba

ANNENİZ / BABANIZ NE İŞ YAPIYOR?



Çoğumuzun bu soruya cevabı doktor, öğretmen, polis, asker, fabrika işçisi, mühendis, muhasebeci, vb meslek grupları şeklinde olacaktır. Bazılarımızın cevabı da ev hanımı, işçi/memur emeklisi şeklinde....

Bir de hiç aklımıza gelmeyen ama gerçekten birilerinin yaptığı meslekler var. İşte o meslekleri yapan insanların çocuklarının bu soruya verebileceği  muhtemel cevaplar.

Babam sirkte çalışıyor, aslan terbiyecisi.
Annem sirkte çalışıyor, trapezci.
Babam Formula 1 takımlarından birinde pit-stop ekibinde çalışıyor, ön sol tekerleğin somununu takıp çıkartıyor.
Babam sarayda çalışıyor, kralın soytarısı.
Annem hayvan bilimci.
Babam cellat.
Annem kadın programlarında profesyonel izleyici.
Babam ibrikçi.
Annem yamaç paraşütçüsü.
Babamın erotik ürünler dükkanı var.
Annem striptizci.
Babam jimmy jip operatörü.
Annem milletvekili.
Babam cumhurbaşkanı.
Annem müzisyen, obua çalıyor.
Babam kalaycı.
Annem rallici.
Babam samurai.
Annem astronot.
Babam fenni sünnetçi.
Annem su altı arkeoloğu.
Babam vantrolog.

Bunlar ilk etapta aklıma gelenler. Daha fazla düşünsek listeyi kabartabileceğimize eminim.

Günlük yaşam içerisinde kimi zaman bu mesleklerin adlarını duysak bile bu meslekleri icraa edenler ile ya da yakınları ile pek empati kurmuyor, kendimizi onların yerine koymuyoruz. Kulağa absürt gibi geliyor belki duyunca. Bu da sanırım yanımızda bu meslekleri yapanların olmamasından kaynaklı. Ama onlar gerçekten varlar ve mesleklerini severek ya da sevmeyerek yapıyorlar.

23 Mayıs 2010 Pazar

KIZGINIM, ÇÜNKÜ;


Kızgınım, tüm sevgililerim tarafından terk edildiğim için.
Kızgınım, uzun süre iş yapamadığım için.
Kızgınım, korumacı yetiştirildiğim için.
Kızgınım, daha iyi bir fiziğim olmadığı için.
Kızgınım, cebimde param olmadığı için.
Kızgınım, sevdiğim kadın en yakın arkadaşımdan etkilenip bunu bana söylediği için.
Kızgınım, arkadaşım dediğim insanların salak ortamlar uğruna beni yüzüstü bıraktıkları için.
Kızgınım, onlar şimdi kendi küçük dünyalarında mutlu oldukları için.
Kızgınım, kadim dostlarımla artık eskisi gibi sık görüşemediğim için.
Kızgınım, hayatın herşeye rağmen hızla akıyor olduğuna.
Kızgınım, okuduğum okula, bölüme.
Kızgınım, yeteneklerimi daha genç yaşta keşfedemediğime.
Kızgınım, müzik grubumuzun dağılmasına.
Kızgınım, müzikte eskisi gibi üretken olamadığıma.
Kızgınım, kafamdaki projeleri bir türlü gerçekleştiremediğime.
Kızgınım, insanların karşımda ahkam kesmelerine.
Kızgınım, suskun olduğum için çaresiz zannedildiğime.
Kızgınım, kendimi düşünmek yerine, başkalarını düşündüğüme.
Kızgınım, babamın zamanında geleceği görememesine.
Kızgınım, herkese kendimden daha fazla değer vermeme.
Kızgınım, insanların cinsel yaşamlarını ballandırarak anlatmalarına.
Kızgınım, utangaç olduğum için.
Kızgınım, sevdiğim kadınların bana şefkat göstermemelerine.
Kızgınım, hayattaki seçimlerde hep "benim için fark etmez" dememe.
Kızgınım, yüksek sesle bağıramadığım için.
Kızgınım, hiç kavga edemediğime, etmesini bilmediğime.
Kızgınım, beni yanlış anlayanlara.
Kızgınım, yalnızlığıma.
Kızgınım, insanların resmin bütününe bakamamasına.
Kızgınım, egolarımın olmamasına.
Kızgınım, hırslarımı içimde bastırmama.
Kızgınım, okul okumayı hayatın anlamı yapanlara.
Kızgınım, bir piç olamadığıma.
Kızgınım, lise yıllarında kızlarla çıkmadığıma.
Kızgınım, insanların maddesel dünyada yaşayıp maneviyatı görmezden gelmelerine.
Kızgınım, hayatta daha fazla bencil olamadığıma.
Kızgınım, Tanrıya!
Kızgınım!